4 Mart 2013 Pazartesi

5

"beni unutma"
dedi. kadehinden büyükçe bir yudum aldı. tırnakları ortalarına kadar yenmiş, kabuk bağlamış küçük yaralarla renklenmiş parmakları titriyordu.
"beni unutmamalı"
 dedi. konuşması düzenli olarak hızını ve akıcılığını yitiriyordu. karşısında dinleyen biri olsaydı, söylediklerini anlaması çok zor olurdu.
"beni unutmasa"
dedi. "bir gün, en beklenmedik bir gün, beni arasa, sesini unutmuş olsam ama nefesi titretse içimi."
"ben unutulur muyum?"
dedi. verdiği cevaba  inanmak istemiyordu.
"ben unutabilir miyim?"
dedi.

derin bir sessizlik oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder